Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, Fenerbahçe-Galatasaray derbisine ilişkin, “Maçla ilgili hiçbir endişemiz yoktu. Maça gitmedim. Evde yatarak izledim. O kadar rahattım.” dedi.
Süper Lig’in 6. haftasında derbi heyecanı yaşandı. Galatasaray ve Fenerbahçe arasındaki karşılaşma, sarı-kırmızılıların 3-1’lik galibiyetiyle sonuçlandı.
HT Spor’a konuşan Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, “Salıdan cumartesiye kadar futbol maçının, Fenerbahçe maçının heyecanı tüm ülkeyi sarmıştı. Bizim salıdan cumartesiye kadar yapacağımız o kadar iş vardı ki, sadece derbi değil, diğer konular da vardı. Şu kadarını söyleyeyim, salı ve cumartesi arasında o kadar rahattım ki… Yani, başka oynadığımız maçlardan daha rahat bir salı cumartesi geçirdim bu konu itibarıyla. Son dönemde Fenerbahçe’ye kurduğumuz bir üstünlük vardı. 5-6 maç oynadık benim dönemimde, deplasmanda 2 galibiyet 1 beraberlik. 10 gol atmışız, öyle dediler, 2 gol yemişiz. Maçla ilgili hiçbir endişemiz yoktu. Maça gitmedim. Evde yatarak izledim. O kadar rahattım.” ifadelerini kullandı.
Özbek’in diğer açıklamaları ise şöyle:
“Derbiye gitmedim. Gergin bir ortam var. Bazı gerginlikler de olmuş. Bizim için rahat bir maçtı. Tabii Okan Hoca da takımı çok iyi hazırladı. Güzel bir maç olduğunu düşünüyorum. Evde izledim. Galatasaray için artık alışkanlık haline de geldi Fenerbahçe derbileri. Bizim için nispeten kolay geçen derbiler.”
“Özel galibiyet primi vardı, verdim. Rakam söylemem. Prim, oyuncularımla benim aramda. Bu maça özel… 30 milyon kişi sevindirmiş bu takım. 30 milyon kişi sevindirmiş! Dolayısıyla bunun rakamla ölçülmesi son derece yanlış. Bir tuttuğunuz takım itibarıyla düşünün, nasıl sevince boğuyor. Caddeleri görmediniz mi! Amerika’da, New York’ta kutlamalar yapıldı. Galatasaray bayraklarıyla insanlar caddelere çıkmış. Bunu maddi değer olarak ölçebilir misiniz!”
“Oyunculara vadesi geçmiş borcumuz yok. Derbi öncesi borçları sıfırladık, doğru.”
“Hakem Atilla Karaoğlan ile ilgili tespitim doğruymuş. Maçta her akınımız tehlike yaratıyor, golle sonuçlanıyor. O uyduruk penaltı olmasa maç 5’lik 6’lık maçtı. Hakem bunu fark etti. Penaltıyla 3-1 oldu. Maçın 60’lı dakikaları. Farkın önüne hakemin kararı geçti. Aksi takdirde nasıl oynadığımızı gördünüz.”
“Trabzonspor bir açıklama yaptı TFF ile ilgili. TFF bizim federasyonumuz. Federasyonu biz seçtik. Daha lig başlayalı bu kadar yakın zaman olmuşken, TFF ile ilgili çok yorum yapmak doğru değil.”
“İki aday vardı, birisini tercih etmek zorundasınız. Bir seçim oldu. Bir tarafa oyumu kullandım. İki tane aday çıktı. Başka adaylar bizi ziyaret etti. Önümüzde iki alternatifli bir seçim vardı. Birini seçtik ve federasyon seçildi. TFF’nin geçmişten gelen olayları dikkate alarak tekrar aynı şeyleri yaşamak istemiyoruz. TFF’den beklediğimiz tek şey adalet. Ben geçen sene 1 hakem hakkında konuştum, içerideki Trabzonspor maçından sonra, galip geldiğimiz maçtan sonra Atilla Karaoğlan hakkında yorum yaptım. Başka hiçbir hakem hakkında yorum yapmadım.”
“Bir başkan, bir sezon boyunca tek bir hakem hakkında konuşmuş. Çok kötü yönetti. Maçı kazanmış olmama rağmen hakemi tenkit ettim. Önemli bir maça çıkıyoruz. Bu böyleyken niye tekrar bu atanıyor, hakem mi kalmadı! Hakem mi kalmadı kardeşim, inadına mı atadınız. Bunların dikkate alınması bence önemli şeyler. Atilla Karaoğlan, Fenerbahçe maçında verdiği penaltıyla maçın akışını değiştirdi. Tarihi farka gidecekti maç.”
“Dört beş olacak maçtı. Öyleydi görüntü. Penaltıyla iş bambaşka duruma geldi. Penaltılık bir şey değildi, uyduruk bir penaltıydı.”
“Hakemler… Bu dünyada da böyle. Hakemlerin dikkatli olması, gördüklerini çalması, adaletli olmaları lazım. VAR meselesi var. VAR, hakemlere büyük destek veren bir sistem. Yapılan hataları asgariye indirmesi söz konusu. Atamalarda MHK’nin kurumların hassasiyetlerini dikkate alarak yapmasında fayda var. Geçmişte yaşananlar var. Evvelki sezonda algoritmayla hakem tayin ediliyordu, öyle bir iddia vardı. Bu dönemde MHK nasıl atıyor, bilmiyorum. Atilla Karaoğlan bir algoritma sonucu mu çıktı, inadına mı çıktı?”
“Biz aslında meritkingnews olan spor portalıyla bir sponsorluk anlaşması yaptık. Galatasaray’ın 40’a yakın sponsoru var. Bizim yaptığımız anlaşmaların hepsi tek taraflı anlaşmalar. Galatasaray değerlerine uymayan bir şey olduğu zaman tek taraflı fesih hakkı vardır, tüm anlaşmalar böyle. Reklam alırken bir haber portalını aldık, hassasiyetini hissedince tek maçta hemen askıya aldık, şu an inceliyoruz işin esası ne diye.”
“Bizim konuştuğumuz kısım, haber sitesiydi. Rakamsal boyutu önemli değil. Konuştuğumuz şey illegal bahis sitesi olup olmadığı konusu. Haber portalı bize sponsor olmak istedi. Toplumun hasssasiyetini hissettik, hemen askıya aldık.”
“Herkes bize reklam veremez. Buraya baktık. Bu tamamen haber portalı. Öyle çıktı. 15 milyon euro gibi para değil. Dediğiniz rakamlar 2-3 senede ulaşılabilen rakamlar. 2 sene için yaklaşık 14 milyon dolar civarında. Daha hiç para almadık. Baktık ki büyük hassasiyet var, askıya aldık anlaşmayı. Bir konuda sponsorluk yapıyorsunuz, hiç olmadık bir bağlantısı çıkabilir. Galatasaray hemen o işten vazgeçer, tek taraflı fesih hakkımız tüm sponsorluk anlaşmalarında vardır.”
“Şu an askıya aldık, konuyu inceliyoruz gerçekten. Bu anlatılan gibi mi diye. Böyle olmama ihtimali olabilir. Derinlemesine inceleyeceğiz. Şu an askıdadır. Galatasaray’ın bu tip konularda hassasiyetini tarif etmek mümkün değil, çok hassasız. İnceleme sonunda devam edebiliriz. Devam edebiliriz tabii. Problemli çıkarsa birilerine hesabını sorarız.”
“TFF’ye sorduk bu anlaşmayı. Formanın boyutlarına falan bakılıyor. TFF cevabını verdi bu konuda. Tamamen isme, markaya itirazı olmadı. Formanın reklam boyutları tamamdır, tüm sorumluluklar size ait olmak üzere maça çıkabilirsiniz dedi. Bu kadar bilinen bir şeyse, herkesin hassiyetiyse bize TFF ‘Bu formayla çıkma’ diyebilirdi. Hangi konuyu sorarsanız sorun, yasal sorumluluk varsa TFF kulübün üstüne bırakıyor.”
“Soruyu sorarken karaborsa diye bir iddia var deyin. Bir şeyi nasıl iddia edersin, ne lazım? Elinde bir kanıt, resim, fotoğraf, yazı lazım. Bir tespit olur değil mi? İddiada elinizde bir kanıt lazım! Burada
Kanıt yoksa bu dedikodu olur. Bu dedikodu, iddia değil. Bu konuşulmaya başlanan günden itibaren, sponsorluk lansmanında, divanda dedim ki ‘Arkadaşlar böyle bir şeyi iddia ediyorsunuz, iddia ettiğiniz konuyu getirin bana, elinizde ne kanıt ne belge var getirin’ dedim. ‘Babamın oğlu olsa kafasını koparacağım.’ dedim. Belge getirmediler.”
“Bunu iddia şeklinde ortaya atanlar, bu dedikoduyu konuşanlar, sonra şöyle dediler, ‘Ben Ahmet’ten duydum’, Ahmet’e soruyorlar ‘Mehmet’ten duydum’, sonra ‘Hasan’dan duydum’ diyor. Bu bir dedikodudur. İş burada hukuka aksetmiştir. Hukuka aksettiği için bazı şeylerin söylenmemesi lazım. Şu an konu yargıda. Ben bizzat bu talebi yaptığım zaman insanlardan elindeki belgeleri talep ettikten sonra hiç kimseden bir şey gelmedi.”
“Ben bilet satışlarıyla ilgili soruşturma yaptım. Passolig’e gittim, insanlarla konuştum. Bir kişi bana bazı bilgiler verdi, belge de verdi, bu işin peşine gittim. Bizle alakası olmadığını, kulübün bir dahli olmadığını tespit ettim orada. Başka da kimseden bir şey gelmedi.”
“Karaborsa dünyada var. ABD’deki basket maçında da var, Olimpiyatlar’da da var, Roland Garros’ta da var, her yerde var. Bizim tespit etmeye çalıştığımız… Portallar var banabilet, onabilet diye. Dünya kadar maçın biletleri satılıyor, Fenerbahçe-Galatasaray maçı bileti de vardı. Bu karaborsa ne bir kulübün nezdinde oluşuyor, ne de sadece futbolda oluşuyor. Bu böyle bir sistem var. Bu sistemin içerisinde iddia edilen, dedikodu şeklinde söylenen husus şuydu; Galatasaray’dan 18 kişi sorguya alındı, 2’si yönetim kurulu üyesi. Kendi yönetimime bakıyorum, kimse savcı tarafından çağrılmamış. Bu 18 kişi kim diyoruz, onlardan bir cevap yok. Çağırıyoruz, kimse bilgi belge getirmiyor. Bu bir dedikodu şeklinde kaldı. Hukuka intikal ettiği için yakında neticelenecek. Bu konuyu konuşan kişilerin savcılık tarafından ifadeleri alınıyor.”
“Bu mesele, Galatasaray halka açık bir şirket olduğu için zarar vermek için ortaya atılan bir mesele. Önemli bir rakibimizin, bu dedikodulara istinaden, Maliye’ye İçişleri Bakanlığı’na THY’ye aklına gelen her yere şikayet etmiş.”
“Rakip kulübün iddiaları çerçevesinde; katil, cinayetin işlendiği yere ilk gelir. Katil burada biraz geç geldi. Önce konuşuldu, sonra ortaya çıktı. Bu bile nereden neşet ettiğini ortaya çıkarıyor. Biraz aynaya bakmak lazım. Bunu iddia eden kişilerin, portallara girince en başta Fenerbahçe-Galatasaray maçının karaborsa biletleri ortaya çıkıyor.”
“Maç günü bizim 10 bin bilet satma hakkımız var. Bu 10 bin biletin yüzde 92’si Passolig vasıtasıyla satılıyor. Dolayısıyla biz 10 bin bilet satıyorsak, 9200’ünün Passolig’den satıldığı ortada. Kalan 800 bilet var. Bu 800 bilete kimse bakmıyor, orada ekranları izlemiyor. Fenerbahçe’ye karşı da böyleydi. Bizim amacımız şeyi netleştirmek.”