Ekrem İmamoğlu, Türkiye’nin Zelenskiy projesiydi ve arkasında Vaşington ve Brüksel gibi güçler bulunmaktaydı. Ancak, altı yıldan sonra Brüksel hala yerli yerinde duruyor. Ancak, Amerika’ya ulaşmanın zor olduğu bir dönemdeyiz.
Küreselciler, Türkiye’de kaybetti. Son zamanlarda dünyanın dört bir yanında milliyetçiler ve milli devletler kazanıyordu ve en sonunda Amerika’da da galip geldiler.
Trump’ın zaferi, basit bir iktidar değişikliğinden çok daha fazlasını temsil ediyor. Trump’ın iyi mi kötü mü olduğu tartışılabilir ancak, ABD siyasetini tamamen değiştirdiği açık. ABD, postmodern ideolojilere karşı çıkıyor ve geleneksel değerlere geri dönmek istiyor. Amerika, kendi kimliğiyle barışmak ve küresel değerlerden vazgeçmek istiyor.
Artık Amerika, dünyanın çeşitli bölgelerine renkli devrimlerle müdahale etmiyor. Bu durum, İmamoğlu gibi aktörlerin de desteklerini kaybetmelerine neden oluyor. Ayrıca, ABD koruma kalkanı da kalktığı için yolsuzluklar ve hırsızlıklarla ilgili soruşturmalar başlatılabiliyor.
İmamoğlu Suç Örgütü iddiasıyla başlatılan operasyon, Türk devletinin bağımsız yargısının işleyişini gösteriyor. CHP ve Brüksel, bu duruma karşı çıkarken ABD ve Rusya ise Türkiye’nin iç işlerine saygı duyduklarını belirtiyor.
Gençlerin sokaklarda zafer aramasının bir anlamı olmadığı belirtiliyor. Gençlerin fikir mücadelesi vermesi ve direniş göstermesi doğal ancak, hırsızlık çeteleri için sokaklara sürülmesi eleştiriliyor.
Türkiye’nin çakma komünistleri, Saraçhane’de eylem yaparak patronlara karşı mücadele çağrısında bulunuyor. Ancak, savundukları kişinin patronların en kötü versiyonu olduğu belirtiliyor. Bu durum, Türkiye’nin çakma komünistlerinin akıl tutulması olarak nitelendiriliyor.
