maddesindeki hüküm, yönetici, eğitimci, öğretmen, uzman öğretici, usta öğretici ve diğer personelin çalışma izinlerinin iptal edilmesi ve bir daha özel öğretim kurumlarında çalışma izni alamayacağı yönündeki kuralın kanuni bir dayanağının bulunmadığı gerekçesiyle Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu tarafından onandı.
Ayrıca, 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’de de “5580 sayılı Kanun’a tabi kapatılan kurumlarda görev yapan personele bir daha çalışma izni verilmeyeceği” yönünde bir hüküm bulunmamaktadır.
Anayasa Mahkemesi’nin 06/01/2022 tarihli ve Başvuru No:2018/25011 sayılı kararında da benzer değerlendirmelerin yer aldığı belirtilmiştir.
Dolayısıyla, Milli Eğitim Bakanlığı’nın 21/07/2016 tarihli ve 7783529 sayılı “FETÖ/PDY Terör Örgütü ile Bağlantılı Olduğu Tespit Edilen Kurumlar” konulu Genelgesi’nin 3. maddesinde yer alan çalışma izni iptali ve bir daha çalışma izni verilmemesi yönündeki hükmün kanuni bir dayanağı olmadığı için iptal edilmesi gerektiği kararı verildi.
Dava dosyasının esas numarası 2023/3014, karar numarası ise 2024/2256 olarak belirlenmiştir.
Danıştay Sekizinci Dairesi’nin 06/07/2023 tarihli ve E:2017/4378, K:2023/3578 sayılı kararının iptali istenen kısmının incelenerek bozulması talep edilmiştir.
İlgili dava, bir öğretmenin çalıştığı kurumun kapatılması sonucunda çalışma izninin iptal edilmesi ve bu durumu düzenleyen genelgenin iptali üzerine açılmıştır.
Danıştay Sekizinci Dairesi’nin verdiği kararda, ilgili kanun ve kararlar doğrultusunda personelin çalışma izninin iptal edilmesi ile bir daha çalışma izni verilmemesi durumlarının ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Ayrıca, çalışma izninin hangi koşullara bağlı olduğu ve nasıl verildiği konularında detaylı açıklamalar yapılmıştır.
Genel olarak, özel öğretim kurumlarında çalışmak isteyen personele verilen çalışma izni, kişinin çalışmak istediği kuruma özgü olarak düzenlenmektedir ve genel bir çalışma izni bulunmamaktadır.
Bu nedenle, dava konusu genelgenin 3. maddesinde yer alan hüküm, kanuni bir dayanağa sahip olmadığı için iptal edilmiştir.
Maddesi hukuka uygun olarak değerlendirilmelidir.
Özel öğretim kurumları ve öğrenci yurtlarında yönetimine kayyum atanmayan veya kayyum atanan kurumlarda görev yapan personelin çalışma izinlerinin valiliklerce iptal edildiği belirtildi. Bu durum, 667 sayılı KHK ile kapatılan kurumlarda çalışan personelin işlerine son verildiği anlamına geliyor.
Genelgede yer alan düzenlemenin, kapatılan kurumlarda çalışma izni iptal edilen personeli etkilediği ifade edildi. Ancak bu düzenleme sadece kapatılan kurumlar için geçerli olduğundan hukuka aykırı bir durum bulunmamaktadır.
Anayasa’nın belirlediği çerçevede, çalışma özgürlüğüne ilişkin sınırlamaların kanunlarla belirlenmesi gerektiği vurgulandı. Uyuşmazlığın Anayasa’nın 48 ve 49. maddeleri çerçevesinde çözümlenmesi gerektiği belirtildi.
Olağanüstü hal tedbirlerinin kanunilik ilkesine uygun olması gerektiği ve bu tedbirlerin belirli koşullara bağlı olduğu vurgulandı. Ayrıca, idari yaptırımların keyfi olmaması ve kanuni dayanağa sahip olması gerektiği ifade edildi.
Sonuç olarak, Genelge’nin hukuka uygun olduğu ve çalışma izinlerinin iptalinin yasal dayanağa sahip olduğu belirtildi. Ancak, bir daha çalışma izni verilmemesi hususunu düzenleyen bir kuralın bulunmaması, hukuki açıdan değerlendirilmelidir. kapsamda bulunan kurumlarda görev yapan yönetici, eğitimci, öğretmen, uzman öğretici, usta öğretici ve diğer personele bir daha çalışma izni verilmemesi yolundaki kuralın kanuni dayanağının bulunmadığının anlaşıldığı,
Ayrıca, 667 sayılı KHK’da da “5580 sayılı Kanun’a tabi kapatılan kurumlarda görev yapan personele bir daha çalışma izni verilmeyeceği” yolunda herhangi hükmün bulunmadığı,
Nitekim, Anayasa Mahkemesinin 06/01/2022 tarih ve Başvuru No:2018/25011 sayılı kararında da benzer değerlendirmelerin yer aldığı,
Bu itibarla, Milli Eğitim Bakanlığının 21/07/2016 tarih ve 7783529 sayılı “FETÖ/PDY Terör Örgütü ile Bağlantılı Olduğu Tespit Edilen Kurumlar” konulu Genelgesi’nin 3. maddesinde yer alan “… bu personele başka bir özel öğretim kurumunda çalışma izin onayı düzenlenmeyecek ve MEBBİS üzerinde gerekli bilgiler işlenecektir.” ibaresinin kanuni dayanağı bulunmadığından iptali gerektiği,
Öte yandan, dava konusu düzenlemede yer alan “… bu personele başka bir özel öğretim kurumunda çalışma izin onayı düzenlenmeyecek ve MEBBİS üzerinde gerekli bilgiler işlenecektir.” ibaresinin iptaline ilişkin bu kararın, olağanüstü hal kapsamında kurumu kapatıldığından bahisle çalışma izni iptal edilen yönetici, eğitimci, öğretmen, uzman öğretici, usta öğretici ve diğer personelin her biri için doğrudan çalışma izni düzenlenmesi anlamına gelmediği; sadece söz konusu personelin MEBBİS ekranında bulunan “Kurumu 667 sayılı KHK ile kapatıldı.” şerhinin kaldırılması sonucunu doğuracağının açık olduğu,
Dolayısıyla, özel öğretim kurumlarında çalışmak isteyen kişilerin çalışma izni talepleri değerlendirilirken, 5580 sayılı Kanun’un 4. maddesinde belirtilen şartların sağlanıp sağlamadığı hususunun idarece ayrıca değerlendirileceği ve şartları sağlayan kişilere çalışma izni onayı düzenlenebileceğinin açık olduğu,
Dava konusu bireysel işlem yönünden;
Milli Eğitim Bakanlığının İl Milli Eğitim Müdürlüklerine gönderilen 11/10/2016 tarih ve E.11137945 sayılı “667 sayılı KHK kapsamında çalışma izni iptal edilen personel” konulu yazısında, “667 sayılı KHK kapsamında kapatılan kurumlarda çalışmakta olan yönetici, eğitimci, öğretmen, uzman öğretici, usta öğretici ve diğer personel hakkında çalışma izin onaylarının iptal edilmesi, bu personellere başka bir özel öğretim kurumunda çalışma izin onayı düzenlenmemesi ile bazı personellerin mağdur duruma düştüğü yönündeki başvuruların Bakanlığımıza ve valiliklere iletildiği, 667 sayılı KHK kapsamında kapatılan kurumlarla ilgili işlem yapılan personeller hakkında valilikler tarafından komisyon oluşturulacağı, Milli Eğitim Müdürlüklerine müracaat edenlerden 667 sayılı KHK kapsamında milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen yapı, oluşum veya gruplara ya da terör örgütlerine üyeliği veya iltisaki, bunlarla irtibatı olmadığı; oluşturulan bu komisyon marifetiyle belirlenen personellerin ekteki tabloya işlenerek Bakanlığımızca değerlendirmek üzere Valilikler tarafından Genel Müdürlüğümüze bildirilmesi üzerine ilgili kişiler hakkında MEBBİS’te yer alan şerhlerin düzeltileceği” yolunda yapılan açıklama üzerine bütün valilikler bünyesinde ayrı ayrı komisyon kurulduğunun anlaşıldığı,
Anılan uygulama ile 667 sayılı KHK kapsamında kapatılan kurumlarda çalışmakta olan yönetici, eğitimci, öğretmen, uzman öğretici, usta öğretici ve diğer personel hakkında; milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen yapı, oluşum veya gruplara ya da terör örgütlerine üyeliği veya iltisakı ile bunlarla irtibatının tespitine yönelik bireysel değerlendirme yapılmaksızın çalışma izin onayları iptal edilerek kişilere özel öğretim kurumlarında bir daha çalışma izni düzenlenmemesine ilişkin işlemlerden kaynaklanan mağduriyetlerin giderilmesine yönelik valilikler bünyesinde oluşturulacak komisyonlarca yapılacak bireysel inceleme neticesinde milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen yapı, oluşum veya gruplara ya da terör örgütlerine üyeliği veya iltisak, bunlarla irtibatı olmadığı tespit edilen kişiler hakkında, özel öğretim kurumlarında çalışabilmelerinin önündeki engelin kaldırılmasının hedeflendiği,
Davalı Milli Eğitim Bakanlığınca, bireysel değerlendirme ve varsa oluşan bir mağduriyeti giderme yolunda benimsenen uygulama ile başvuru yapan ilgililerin hukuki durumları üzerinde geleceğe etkili sonuç doğuracak şekilde işlem tesisinin amaçlandığının anlaşıldığı,
Her ne kadar, yapılan başvurunun komisyonca kabulü üzerine başvurusu kabul edilen kişinin, MEBBİS üzerinde “Kurumu 667 sayılı KHK ile kapatıldı.” şerhinin kalkması ve komisyonun kabul kararından sonra, çalışma izni onayı için yapılan başvurularda, 5580 sayılı Kanun ve bu Kanun’a dayanarak yürürlüğe giren Yönetmelik’te aranan şartları sağlayıp sağlamadığının tespitine yönelik bireysel değerlendirme imkanına kavuşulmuş olsa da; komisyona yapılan başvuruların içeriği ve komisyondan talep edilen hususlar çerçevesinde komisyon işlemlerinin mahiyeti ile bu işlemin hukuki sonuçlarının tespitinin gerektiği,
Uyuşmazlığa konu somut olayda, dava konusu Genelge’nin 3. maddesinin “kapsamda bulunan kurumlarda görev yapan yönetici, eğitimci, öğretmen, uzman öğretici, usta öğretici ve diğer personelin MEBBİS üzerinden tespitleri yapılarak çalışma izinlerinin valiliklerce iptal edilmesi” yolundaki kural doğrultusunda davacının çalışma izninin iptal edildiği anlaşılmakta olup; davacının çalışma izninin iptali üzerine komisyona yaptığı başvurusunun, hizmet cetvelinin incelenmesi ve yapılan araştırma neticesinde çalıştığı kurumun 667 sayılı KHK ile kapatılan kurumlar arasında yer alması gerekçe gösterilerek reddedildiğinin görüldüğü,
Davacının komisyona yaptığı başvuru üzerine tesis edilen işlemin, Milli Eğitim Bakanlığının 21/07/2016 tarih ve 7783529 sayılı “FETÖ/PDY Terör Örgütü ile Bağlantılı Olduğu Tespit Edilen Kurumlar” konulu Genelgesi’nin 3. maddesinde yer alan “… bu personele başka bir özel öğretim kurumunda çalışma izin onayı düzenlenmeyecek ve MEBBİS üzerinde gerekli bilgiler işlenecektir.” hükmünün davacı üzerindeki hukuki sonuçlarının devamı mahiyetinde olduğu, bir başka deyişle; davacı hakkında MEBBİS’te yer alan şerhin kaldırılmaması sonucunu doğurduğunun anlaşıldığı,
Bu durumda, dava konusu işlemin dayanağı Genelge hükmünün hukuka aykırı olduğu görüldüğünden, bireysel işlemin de iptali gerektiği gerekçeleriyle,
Dava konusu Genelge’nin 3. maddesinde yer alan “… bu personele başka bir özel öğretim kurumunda çalışma izin onayı düzenlenmeyecek ve MEBBİS üzerinde gerekli bilgiler işlenecektir.” ibaresi ile davacının komisyon başvurusunun reddine ilişkin işlemin iptaline, dava konusu Genelge’nin 3. maddesinde yer alan “… görev yapan, yönetici, eğitimci, öğretmen, uzman öğretici, usta öğretici ve diğer personelin MEBBİS üzerinden tespitleri yapılarak çalışma izinleri valiliklerce iptal edilmesi…” ibaresi yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI:
Davalı idareler tarafından, dava konusu Genelge’nin amacının kamu yararının sağlanması olduğu, bu Genelge’den sonra yaşanılan tereddütlerin giderilmesi amacıyla Milli Eğitim Bakanlığı tarafından illere gönderilen 20/09/2016 tarihli yazı ile gerekli bilgilendirmenin yapıldığı, tüm valiliklere hitaben yazılan 11/10/2016 tarihli yazı ile de, haklarında dava konusu Genelge uyarınca işlem yapılan personelin mağduriyetlerinin giderilmesi amaçlanarak valilikler tarafından komisyon oluşturulması ve bu komisyonlara yapılan başvurular üzerine FETÖ ile irtibatı ve iltisakı olmadığı belirlenen personelin Bakanlığa bildirilmesinin öngörüldüğü, 5580 sayılı Kanun’un 4., 8. ve 9. maddeleri, 667 sayılı KHK’nın 4. maddesi, dava konusu Genelge ve Bakanlığın 20/09/2016 tarihli yazısı birlikte değerlendirildiğinde dava konusu işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:
Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’NIN DÜŞÜNCESİ:
Temyiz istemlerinin reddi ile Daire kararının temyize konu iptale ilişkin kısmının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı halinde mümkündür. FETÖ/PDY terör örgütü ile bağlantısı tespit edilen özel öğretim kurumlarında çalışma izni iptali ve yeni izin düzenlenmeyecek” ibaresinin iptaline ilişkin kısım, aynı gerekçe ile Kurul tarafından da uygun bulunmuştur. Temyiz dilekçelerinde ileri sürülen iddialar, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Daire kararının davacının komisyon başvurusunun reddine dair işlemin iptaline gelince; Milli Eğitim Bakanlığı’nın 21/07/2016 tarih ve 7783529 sayılı genelgesinde, FETÖ/PDY terör örgütü bağlantılı olduğu tespit edilen özel öğretim kurumları hakkında işlemler düzenlenmiştir. Bu genelgeye göre, haklarında işlem başlatılan kurumlarda görev yapmış personele başka bir özel öğretim kurumunda çalışma izni verilmeyecek ve MEBBİS üzerinde gerekli bilgiler işlenecektir.
23/07/2016 tarih ve 29779 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname’ye göre, FETÖ/PDY terör örgütüne bağlantılı kurumlar kapatılmıştır. Bu kapsamda, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılan genelge ve kararname doğrultusunda işlem yapılmaktadır.
Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü tarafından gönderilen yazılarda, kapatılan kurumlarda çalışan personele ilişkin işlemler ve değerlendirmeler belirtilmiştir. Bu süreçte ortaya çıkan mağduriyetlerin giderilmesi amacıyla valilikler tarafından komisyon oluşturulmuş ve personele yeniden değerlendirme yapılmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, davacının kapatılan kurumda çalışan bir öğretmen olduğu ve bu kapsamda işlem gördüğü anlaşılmaktadır. Davacı tarafından yapılan komisyon başvurusu reddedilmiş ve çalışma izni iptal edilmiştir. Bu durumun açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
Sonuç olarak, davacının başvurusunun reddedilmesi ve çalışma iznin iptal edilmesine ilişkin kararın yasal dayanağı ve süreçleri incelenmelidir. fıkrası uyarınca Milli Güvenlik Kurulu (MGK) tarafından alınan kararlar neticesinde, 15 Temmuz 2016’da gerçekleşen darbe girişiminin ardından olağanüstü hal ilan edilmiş ve bu kapsamda Fethullahçı Terör Örgütüne (FETÖ/PDY) bağlantılı özel öğretim kurumları ve öğrenci yurtları kapatılmıştır. Bu süreçte, 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname ile belirtilen kurumlarda çalışan personelin işlerine son verilmiş ve çalışma izinleri iptal edilmiştir. Ancak, bu süreçte alınan kararlar hukuka aykırı bulunarak iptal edilmiş ve bu kapsamda yapılan işlemler geçersiz sayılmıştır.
Bu kararlar neticesinde, söz konusu özel öğretim kurumlarında çalışan personelin MEBBİS üzerinde yer alan bilgileri güncellenecek ve çalışma izinleri valilikler tarafından iptal edilmeyecektir. Ancak, bu durumun doğrudan çalışma izni düzenlenmesi anlamına gelmeyeceği, sadece MEBBİS ekranında bulunan “Kurumu 667 sayılı KHK ile kapatıldı.” şerhinin kaldırılması sonucunu doğuracağı belirtilmiştir. Dolayısıyla, bu personelin başka bir özel öğretim kurumunda çalışma izni başvurusunda bulunulması durumunda, ilgili kurum tarafından gerekli değerlendirmeler yapılacak ve çalışma izni düzenlenebilecektir.
Sonuç olarak, Danıştay Sekizinci Dairesi tarafından verilen karar neticesinde, davalı idarelerin temyiz istemlerinin reddedilmesine, 06/07/2023 tarihli kararın bir kısmının onanmasına ve davacının komisyon başvurusunun reddine ilişkin işlemin iptaline dair kararın onanmasına karar verilmiştir. Bu kararlar doğrultusunda, ilgili kurumlar tarafından gerekli işlemlerin yapılması gerektiği belirtilmiştir. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından onaylanan bir kararla kapatılan özel öğretim kurumlarında çalışan personelin durumu hakkında yeni bilgiler ortaya çıktı. Bakanlık onay tarihi itibarıyla söz konusu kurumlarda görev yapan yöneticiler, eğitimciler, öğretmenler, uzman öğreticiler, usta öğreticiler ve diğer personelin çalışma izinlerinin iptal edildiği ve bu personele başka bir özel öğretim kurumunda çalışma izni verilmeyeceği belirtildi. Ayrıca MEBBİS üzerinde de gerekli değişiklikler yapılması gerektiği vurgulandı. Ancak belirtilen tarihlerden önce görev yapmış ve farklı nedenlerle ayrılmış olan personelin durumunun bu kapsamın dışında olduğu ifade edildi.
Öte yandan, 5580 sayılı Kanun kapsamında kapatılan özel öğretim kurumları ve özel öğrenci yurtlarından yönetimine kayyum atanmayan kurumlarda görev yapmış personelin durumu da dikkat çekiyor. Bu kurumlarda görev yapmış yöneticiler, eğitimciler, öğretmenler, uzman öğreticiler, usta öğreticiler ve diğer personelin MEBBİS üzerinden tespit edilerek çalışma izinlerinin valiliklerce iptal edildiği ve bu personele başka bir özel öğretim kurumunda çalışma izni verilmemesi için gerekli tedbirlerin alındığı belirtildi.
Anayasa’nın 15. maddesine göre, savaş, seferberlik halleri veya olağanüstü durumlar söz konusu olduğunda temel hak ve özgürlüklerin kısmen veya tamamen durdurulması ve buna yönelik tedbirler alınması mümkündür. Bu çerçevede FETÖ/PDY terör örgütleri ile bağlantılı olduğu tespit edilerek kapatılan özel öğretim kurumlarındaki personelin durumu da ele alındı. Bu kurumlarda görev yapmış personelin çalışma izinlerinin iptal edilmesi ve başka bir özel öğretim kurumunda çalışma izni verilmemesi önemli bir uygulama olarak dikkat çekti.
Ayrıca, 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu’nda yapılan değişikliklerle, özel öğretim kurumlarında görev alacak kişilerin belirli suçlardan uzak olmaları ve terör örgütleri ile ilişkilerinin bulunmaması gerektiği vurgulandı. Bu doğrultuda, kapatılan özel öğretim kurumlarında çalışmış personelin durumu hakkında alınan tedbirlerin yasal dayanağının olduğu belirtildi.
Tüm bu gelişmeler ışığında, kapatılan özel öğretim kurumlarında görev yapmış personelin durumu hakkında yapılan incelemeler ve alınan tedbirler göz önüne alındığında, uygulamaların yasalara uygun olduğu sonucuna varıldı. Ancak, bazı durumlarda daha detaylı incelemeler yapılması gerektiği belirtildi.
Sonuç olarak, kapatılan özel öğretim kurumlarında görev yapmış personelin durumu hakkında alınan tedbirlerin yasal dayanağının bulunduğu ve uygulamaların mevzuata uygun olduğu değerlendirildi. Ancak, bazı durumlarda daha detaylı incelemeler yapılması gerektiği vurgulandı. Bir grup araştırmacı, Amazon Ormanları’ndaki son yangınların, bölgedeki ormansızlaşmanın artmasına ve biyoçeşitliliğin azalmasına yol açabileceği konusunda uyarılarda bulunuyor. Araştırmacılar, yangınların son yıllarda artan orman tahribatıyla birlikte bölgedeki bitki ve hayvan türlerinin yok olma riskiyle karşı karşıya olduğunu belirtiyor.
Amazon Ormanları, dünyanın en büyük tropikal yağmur ormanı olarak biliniyor ve dünya üzerindeki oksijenin yaklaşık olarak %20’sini üretiyor. Ancak, son yıllarda bölgede artan orman yangınları, ormansızlaşmanın hızlanmasına ve bu orman ekosisteminin zarar görmesine neden oluyor.
Araştırmacılar, bölgedeki yangınların çoğunun insan faaliyetlerinden kaynaklandığını ve ormansızlaşmanın artmasında etkili olduğunu belirtiyor. Ormanları koruma önlemlerinin artırılması ve ormansızlaşmanın önlenmesi için daha fazla çaba harcanması gerektiğini vurguluyorlar.
Uzmanlar, Amazon Ormanları’ndaki ormansızlaşmanın sadece biyoçeşitliliği değil, aynı zamanda iklim değişikliği ile mücadelede de büyük bir etkiye sahip olduğunu söylüyor. Ormanların yok olması, karbondioksit emilimini azaltarak atmosferdeki sera gazlarının artmasına neden olabilir.
Araştırmacılar, Amazon Ormanları’ndaki ormansızlaşmanın durdurulması için acil önlemlerin alınması gerektiğini ve bölgenin biyoçeşitliliğinin korunması için tüm dünya genelinde destek olunması gerektiğini belirtiyor. Türkiye’de son 24 saatte 5 bin 532 yeni vaka tespit edildi. Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı verilere göre, bugün yapılan testler sonucunda 5 bin 532 kişide koronavirüs tespit edildi. Ülke genelinde toplam vaka sayısı ise 350 bin 427’ye yükseldi.
Aynı süreçte 135 kişi hayatını kaybetti. Sağlık Bakanlığı, son 24 saatte 135 kişinin daha koronavirüs nedeniyle yaşamını yitirdiğini duyurdu. Toplam ölüm sayısı ise 9 bin 371’e ulaştı.
Öte yandan, bugün iyileşen 3 bin 845 hasta taburcu edildi. Bu sayıyla birlikte toplam iyileşen hasta sayısı 304 bin 003’e çıktı.
Sağlık Bakanı, salgınla mücadele kapsamında alınan tedbirlerin önemini vurgulayarak vatandaşlardan maske, mesafe ve hijyen kurallarına uymalarını istedi. Ayrıca, önümüzdeki günlerde alınabilecek yeni tedbirler hakkında da bilgi verdi.