Özel Okul Öğretmenleri Sokaklara İniyor: Gecinemiyoruz
Öğretmenlerin yeterlilikleri, eğitim alanında en önemli konulardan biridir. Eğitimde yapılan işin temel öğesi öğretmendir. Bir öğrencinin kişiliğinden, iş yapma becerilerine kadar hatta duygusal dünyası bile öğretmenine göre şekillenir. Ülkemizde bilimin ilerlemesi, refah seviyesinin artışı ile öğretmen yeterlilikleri tekrar gündeme gelmektedir. Eğitimde büyük başarılar elde etmiş ülkeler incelendiğinde, başarının arkasında öğretmenin büyük katkısı olduğu görülmektedir. Singapur, Finlandiya gibi başarılı ülkelerin modellerinin öğretmen yetiştirme süreçlerine dayandığını görmekteyiz. Ülkemizin uzun yıllar yaşadığı sorunlardan biri, sınıfları dolduracak sayıda öğretmen bulmaktı. AK Parti iktidarları döneminde yapılan yoğun atamalar ile sınıflardaki öğrenci sayıları ve öğretmen sayıları makul seviyelere ulaştı. Şu anda artık öğretmenlerin niteliği tartışmalı hale gelmiştir. Milli Eğitim Bakanlığı, öğretmen istihdamında farklı modeller geliştirerek öğretmenlerin niteliklerini artırma vizyonunu ortaya koymuştur. Eskiden “Hiçbir şey olamazsan öğretmen olursun” sözüyle bakılan mesleğe artık öğretmen olmanın zorluğu konuşulmaktadır. Mesleğe giriş şartlarının seçici olması, mesleğe giriş öncesinde ek hazırlık süreçlerinin olması gelecek adına umut vericidir.
Bakanlık, öğretmenlerin mesleki faaliyetlerini denetlemek için yeni bir yönerge yayımladı. “Öğretmenlerin Sınıf İçi Etkinlikleri ve Öğretim Faaliyetlerinin İzlenmesi, Değerlendirilmesi ve Geliştirilmesine İlişkin Yönerge” 14 Mart 2025 tarihinde yayımlandı. Bu yönergeye göre en az yılda bir kez öğretmenlerin okul müdürü ve zümre başkanı tarafından dersleri izlenmeli, ek-1 formunda belirtilen kriterler doğrultusunda değerlendirilen öğretmenler için okul bazlı gelişim planı hazırlanmalıdır. Bu yeni denetim sürecinde düzelme olmazsa olurlu denetim talep edilebilir. Bu yönerge, mesleğin itibarına katkı sağlayacaktır. Öğretmenin doğru bir şekilde görevini yerine getirmesinin denetlenmesi önemlidir. Yapılan araştırmalar, yaptırımın ödülden daha etkili olduğunu göstermektedir. Her meslek alanında olduğu gibi görevini yerine getirmeyenlerin denetlenmesi, eğitime tabi tutulması ve gerektiğinde yaptırım uygulanması gerekmektedir. Bu husuların mevzuata yazılması önemlidir ve nasıl uygulanacağı da önemlidir. Bakanlık, bu süreçleri yakından takip etmelidir. Öğretmenlerin denetimi ve motivasyonu sadece okul müdürünün değil, bakanlık müfettişlerinin de aktif rol almasıyla sağlanmalıdır. Son 15 yılda, ders denetim mekanizmasının yumuşatılması olumlu sonuçlar vermemiştir. Yönergenin tüm sorumluluğu okul müdürüne yüklemesi, gereksiz işlerin yapılmasına neden olabilir. Okul tabanlı Gelişim Planlarının hazırlanması, sadece okul müdürlerinden beklenecek bir şey değildir. Bu işi gerçekten bilen kişilerin yapması gerekmektedir. Okul müdürlerine bu konuda eğitimler verilmeli ve Eğitim Akademisi bu konuya önem vermeli.
Bu yönergenin öğretmenleri motive etme ve işlerini düzgün yapmalarını sağlama noktasında olumlu sonuçlar doğurabileceği düşünülmektedir. Denetimler sonucunda yeterliliği olmayan öğretmenlerin meslekten uzaklaştırılması gibi bir sonuç da ortaya çıkabilir. Bu süreç oldukça hassas olacaktır. Okul müdürlerine yüklenen sorumluluklar ve öğretmenlerin sürece katılımı da önemlidir.