Son günlerde Kara Harp Okulu mezuniyet töreninde yaşanan olay, Türkiye’nin siyasi tarihinde önemli bir tartışmayı tekrar gündeme getirdi. Bazı mezunlar, resmi yemini ettikten sonra korsan bir yemin etme girişiminde bulundular. Bu durum, asker-siyaset ilişkilerine dair derin bir tartışmayı yeniden alevlendirdi.
Yeni teğmenlerin resmi yemininde “kanunlara ve nizamlara ve amirlerime itaat edeceğime” sözüne bağlı kalmayarak korsan bir yemin etmeleri dikkat çekti. Türk Silahlı Kuvvetleri’nde disiplin, temel bir ilke olarak kabul edilir ve bu durum, askerî varoluşun ruhunu oluşturur. Ancak bazı mezunların, henüz teğmen rütbesine terfi etmeden emre itaatsizlik etmeye ve askerî hiyerarşiyi ihlal etmeye çalışmaları, tartışma konusu oldu.
Mezunların resmi yemini etmelerine rağmen korsan bir yemin etme ısrarlarını anlamak mümkün değil. Bu durum, Türk Silahlı Kuvvetlerinde disiplini sarsacak ve amirlere karşı saygısızlık anlamına gelecek bir tutum olarak yorumlanabilir. Bazı sorular da akla geliyor: Amirlerin uyarılarına rağmen neden resmi olmayan bir yemini tercih ettiniz? Korsan yemin etmeye çalışmanızın ardında yatan motivasyon neydi?
Korsan yemin olayı, hızla siyasetin gündemine oturdu ve “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” sloganıyla ilişkilendirilmeye çalışıldı. Ancak asıl mesele, bu slogan değil, emre itaatsizlik ve askerî disiplini zayıflatma girişimidir. Bu durum, CHP ve taraftarları arasında da tartışma yarattı.
CHP’nin geçmişteki tutumu ve sivil-asker ilişkilerindeki yaklaşımı da göz önüne alındığında, korsan yemini etmeye çalışan mezunlara destek vermesi şaşırtıcı olmamıştır. CHP ve taraftarları, olayı siyasi bir koruma kalkanına dönüştürmeye çalışarak gerçek meseleyi göz ardı etmiştir. Bu durum, Türkiye’nin demokrasi tarihinde CHP’nin darbelere ve vesayet anlayışına yaklaşımını bir kez daha gözler önüne sermiştir.
Sonuç olarak, Türkiye’nin güvenliğini ve çıkarlarını koruyan orduyu değil, siyasi iradeye karşı duran ve demokrasiye zarar veren askerleri destekleyen bir anlayışla karşı karşıya olduğumuz açıktır. Bu durum, Türkiye’nin demokrasi mücadelesinde CHP’nin tarihini ve yaklaşımını bir kez daha gözler önüne sermektedir.