Uzaydan Gözlem: 3C 273 Kuasarının Detaylı Görüntüsü

Gök bilimciler, Hubble Uzay Teleskobu’nu kullanarak Dünya’dan 2.5 milyar ışık yılı uzaklıktaki kuasar 3C 273’ün en detaylı görüntüsünü elde etmeyi başardı.

Evrenin en parlak nesneleri arasında yer alan kuasarlar, galaksilerin merkezlerindeki süper kütleli kara delikler tarafından besleniyor.

Göz Atın

web sitesinde haber muhabirisin bu içeriğe göre dikkat çekici başlık yazar mısın. Başlığın uzunluğu en fazla 50 karakter olsun Asus, oyunculara yönelik ROG Phone serisine daha uygun fiyatlı bir model ekliyor. ROG Phone 9 FE, Samsung’un “Fan Edition” stratejisini izleyerek yüksek performansı daha erişilebilir bir fiyata sunacak.ROG PHONE 9 FE’NİN ÖZELLİKLERİROG Phone 9 FE’nin teknik özellikleri henüz resmi olarak açıklanmadı. Ancak, telefonun ROG Phone 9’un bazı özelliklerini koruyarak daha düşük bir fiyata sahip olması bekleniyor.ROG Phone 9 FE’nin, ROG Phone 9’a göre bazı farklılıklar içermesi bekleniyor. Bu farklılıklar arasında daha düşük saat hızına sahip bir işlemci, daha düşük çözünürlüklü bir ekran, daha küçük bir batarya ve daha az gelişmiş bir kamera sistemi yer alabilir.FİYATROG Phone 9’un fiyatı 1.100 eurodan başlıyor. ROG Phone 9 FE’nin ise 1.000 eurodan daha düşük bir fiyata satılması bekleniyor.ÇIKIŞ TARİHİAsus, ROG Phone 9 FE’nin çıkış tarihi hakkında henüz bir açıklama yapmadı. Ancak, telefonun 2025 yılı içinde piyasaya sürülmesi bekleniyor.

web sitesinde haber muhabirisin bu içeriğe göre dikkat çekici başlık yazar mısın. Başlığın uzunluğu en fazla 50 karakter olsun NASA’nın Curiosity keşif aracı, Mars yüzeyinde 3,7 milyar yıl öncesine ait olduğu düşünülen antik dalga izlerini ortaya çıkardı. Bu izler, gezegende bir zamanlar açıkta duran sıvı su kütlelerinin varlığına işaret ediyor. Bilim insanlarına göre bu bulgu, Mars’ın geçmişte daha sıcak ve yoğun bir atmosfere sahip olduğunun kanıtı.NASA’nın Curiosity keşif aracı, Mars yüzeyinde çığır açan bir keşfe imza attı. Yaklaşık 3,7 milyar yıl öncesine ait olduğu düşünülen antik dalga izleri, gezegende bir zamanlar açık yüzeyli sıvı su kütlelerinin bulunduğuna işaret ediyor.Curiosity’nin bulduğu izler, Dünya’daki göl yataklarında görülen küçük dalgalanmalara benziyor. Araştırmacılar, bu dalgalanmaların, rüzgarın suyu yüzeyde ileri geri hareket ettirmesiyle oluştuğunu belirtiyor. Bunun anlamı, bu suyun buzla kaplı değil, açık bir yüzeye sahip olduğudur.Dalga izleri, Gale Krateri’nde bulundu ve analizler, bu dalgaların yaklaşık 3,7 milyar yıl önce oluştuğunu gösteriyor. Jeolojik incelemelere göre, bu su kütlesi sığ bir gölet olmalıydı ve derinliği yaklaşık 2 metreydi.Mars, günümüzde soğuk ve kuru bir yüzeye sahip olsa da, antik izler, gezegenin bir dönem yaşamı destekleyebilecek koşullara sahip olduğunu gösteriyor. Curiosity’nin bu keşfi, Mars atmosferinin zamanla incelmeden önce daha yoğun olduğunu ve yüzeyde sıvı suyun yaygın olabileceğini düşündürüyor.Caltech’ten John Grotzinger ve Michael Lamb’in Science Advances dergisinde yayımladığı çalışmaya göre, keşfedilen dalga izleri, sığ su kütlelerinde oluşan dalgalanmalarla birebir benzerlik gösteriyor. Araştırmacılar, “Prow” adı verilen bölgedeki bu izlerin yanı sıra sülfat açısından zengin “Amapari Marker Band” adlı kayalarda da benzer oluşumlar buldu.2011 yılında NASA tarafından fırlatılan Curiosity, 2012’den bu yana Gale Krateri çevresinde araştırmalar yürütüyor. Görevin temel amacı, Mars’ın geçmişte ilkel yaşamı destekleyip desteklemediğini anlamak. Keşif aracı, yüzeyde sondaj yapmaktan atmosferik analizlere kadar çeşitli teknolojilerle donatılmış durumda.Curiosity’nin bulguları, Mars’ın erken dönem iklimine dair yeni bilgiler sunarken, gezegenin sıvı suya ev sahipliği yaptığı dönemlere daha yakından bakma fırsatı sağlıyor. NASA’nın Opportunity aracı geçmişte benzer dalga izleri keşfetmiş olsa da, bu izlerin ne tür su kütlelerine ait olduğu belirsizdi. Yeni keşif, Mars’ın eski atmosfer koşullarını daha iyi anlamamıza yardımcı olabilir.

Sıra Dışı Elektrikli Motosiklet: Nomoto’nun Gizemli Tasarımı

Kara delikler kendi başlarına ışık yaymaz, ancak çevrelerindeki gaz ve toz, kara deliğe doğru dönerken aşırı ısınır ve ışık yayar. Kuasarlardan gelen ışık, işte bu aşırı ısınmış maddeden kaynaklanır.

3C 273, Dünya’ya en yakın kuasar olmasa da en parlaklarından biri. Trilyonlarca Güneş’in ışığıyla parlayan bu kuasar, küçük bir galaktik merkeze sıkışmış durumda.

Hubble, 3C 273’ün merkezindeki parlak ışığı engellemek için bir koronagraf kullandı. Bu sayede, kuasarın çevresindeki yapıları daha detaylı bir şekilde gözlemlemek mümkün oldu.

Bu gözlemler, kuasarların yapısını ve çalışma mekanizmalarını daha iyi anlamamıza yardımcı olabilir.

Gelecekte James Webb Uzay Teleskobu ile yapılacak gözlemler, 3C 273 ve diğer kuasarlar hakkında daha fazla bilgi edinmemizi sağlayacak.